Rusya ve Türkiye arasındaki ilişkiler, yalnızca coğrafi yakınlıklarıyla değil, aynı zamanda kültürel ve ticari bağlarının derinliğiyle de dikkat çekmektedir. Bu bağlamda, Rus ve Türk iş dünyasını bir araya getirerek iki ülke arasındaki ticaret hacmini artırmayı amaçlayan Rusya ve Türkiye İş Adamları Derneği (RUSİAD) Başkanı Hacı Akdemir, önemli bir misyon üstlenmektedir. LONCA İş Ağı olarak kendisiyle gerçekleştirdiğimiz bu keyifli röportajda, derneğin kuruluş amacından bugüne kadar gerçekleştirdiği projelere ve geleceğe yönelik vizyonuna kadar pek çok önemli konuya değindik. Hacı Akdemir’in bilgi ve deneyiminden ilham alarak, Türk ve Rus iş dünyası hakkında çok daha fazlasını keşfedeceksiniz.
LONCA İş Ağı Medya Platformu olarak RUSİAD Başkanı Hacı Akdemir ile birlikteyiz. Hacı Akdemir, Türk-Rus iş adamlarını bir araya getirmeyi amaçlayan RUSİAD Derneği’nin başkanlığını başarılı bir şekilde sürdürmektedir.
Hoş geldiniz Sayın Eşref. Ben Hacı Akdemir, Adana doğumluyum ve aslen Diyarbakır Çermikliyim. Ailemizin kökeni Konya-Karaman’a dayanıyor. Yavuz Sultan Selim döneminde, güvenilir aileler o dönemde açılan hac yolunu korumak için Adıyaman-Gerger tarafına gönderilmişti. Ailemiz de onlardan biriydi.
1994 yılında ODTÜ İşletme Bölümü’nden mezun oldum. Üniversiteden mezun olduktan hemen sonra ENKA Holding ile Rusya’ya gittim ve o zamandan beri 30 yıldır Rusya’dayım. Hâlâ kendimi ENKA ailesinin bir üyesi olarak görüyorum çünkü ENKA gerçekten bir ailedir. Allah, Şarık Tara’ya, oğlu Sinan Tara’ya ve torunu Mehmet Tara’ya rahmet eylesin… Türkiye’nin inşaat sektöründe markalaşmasına ve yurt dışında büyük başarılara imza atmasına büyük katkılar sağladılar.
RUSİAD’ı, Rusya ve Türkiye arasındaki ticaret hacmini artırmak amacıyla üç yıl önce kurduk. Bu üç yıl içerisinde Rusya ve Türkiye’de çok önemli etkinlikler gerçekleştirdik.
İki ülke liderleri tarafından belirlenen 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefine ulaşmak için iş dünyasını bir araya getiren organizasyonlar düzenledik. Türk iş insanlarının Rusya’da daha güçlü ve daha etkili olmasını sağlamak için çeşitli faaliyetler yürüttük.
Özellikle Batılı şirketlerin Rusya pazarından çekilmesiyle, Türk iş insanları için büyük fırsatlar doğdu. Bu süreçte, RUSİAD olarak üyelerimize rehberlik ettik ve onları Rusya’daki iş dünyası ile bir araya getirdik.
Tabii ki, hem yurtiçinde hem de yurtdışında kendimize yakın gördüğümüz, enerjimizin uyuştuğu belirli kişi, dernek ve kurumlarla görüşüyor ve iş birliği yapıyoruz.
Bunların en önemlilerinden biri, herkesin tanıdığı bir isim olan Rusya Müslüman İşadamları Birliği Başkanı Marat Kabayev’dir. Marat Kabayev ile sık sık bir araya gelip bazı projeler üzerine istişarelerde bulunuyoruz.
Elbette MÜSİAD ve ASKON gibi dernekleri anmadan geçemeyiz. MÜSİAD ile çok yakın ilişkilerimiz var ve bazı projeleri istişare ederek hayata geçirmeyi planlıyoruz. ASKON ile de yakın temas halindeyiz.
En önemlisi, Rusya ve Türkiye’deki ticaret odaları başkanlarıyla bir araya geliyoruz. Moskova, St. Petersburg, Kazan ve diğer şehirlerin ticaret odası başkanlarıyla görüşüyoruz. Yarın Adana’ya gideceğimizi söyledim, Adana Ticaret Odası Başkanı ile görüşmeyi ve görüştüğümüz ticaret odası başkanlarını ve belediye başkanlarını bir araya getirerek, Rusya ve Türkiye’deki iş insanlarını B2B (şirketler arası) toplantılarla buluşturmayı planlıyoruz.
Geçmiş yıllarda Moskova, Soçi, Kuşadası ve Bodrum’da bazı etkinlikler düzenledik. Rusya-Türkiye forumları düzenleyerek iş insanlarını bir araya getirdik. Şu anda ise, Türkiye’de özel anlaşmalar yaptığımız bazı fabrikaların ürünlerini Rusya’daki süpermarket zincirlerine sokmak için çalışıyoruz.
Sayın Eşref, çok önemli bir noktaya değindiniz, bunu biraz açmak gerekir:
Rusya’da büyük bir Müslüman nüfus olduğu gerçeğini abartı sayamayız.
Öncelikle, tarih kitaplarımızda Rusların bize çok yakın ve bize çok benzeyen bir halk olduğunu açıklamamız gerektiğini düşünüyorum. 30 yıldır Rusya’da yaşayan, Rus bir eşi olan ve ondan dört çocuğu bulunan bir baba olarak bunu söylüyorum.
Rusları aslında pek tanımıyoruz.
Rusya coğrafyasında o kadar çok Türk topluluğu var ki, isimlerini saymaya kalksam bitiremem. Türk kökenli toplulukların sayısı çok fazla. Ayrıca, Müslüman topluluk olarak çok geniş bir coğrafyaya yayılmış durumdalar. Yani, Rusya nüfusunda büyük bir Müslüman topluluk olduğu gerçeğini abartısız bir şekilde ifade edebilirim.
Önemli sayıda Türk ve Müslüman nüfusa sahip Rusya ile bu kadar iyi ilişkiler içinde olmamız ve enerjimizin uyuşması tesadüf değil. Bu yüzden, bence Rusya-Türkiye yakınlaşması gereklidir. Bu iş birliği sayesinde sadece iki ülke arasındaki ticaret hacmini artırmakla kalmayacağız, aynı zamanda Afrika ve dünya genelinde büyük iş birliklerine imza atacağımızı düşünüyorum.
Çoğu iş insanımız Rusya’ya bazı önyargılarla geliyor, ancak geri döndüklerinde hayran kalıyorlar. Aynı şey Ruslar için de geçerli. Zaten Ruslar Türkiye’yi çok seviyor. Rusya’nın iklimi çok sert. Türkiye’nin denizi, güneşi, tarihi ve kültürü onları cezbediyor. Genel olarak kültürümüzü kendilerine çok yakın buluyorlar ve bizi seviyorlar.
İstatistiksel olarak da baktığımızda, evliliklerde genellikle Türk erkekleri Rus kadınlarla evleniyor. Oranlara bakarsak, %80 oranında biz kız alıyoruz, %10-20 oranında ise kız veriyoruz.
Bu çok önemli bir konu, ancak Batı’nın ikiyüzlülüğünü görmeden bunu konuşmak imkânsız.
Ne yazık ki, Batı, Rus iş insanlarına, Rus vatandaşlarına, Rus öğrencilere yaptırım uyguladı ve onları üniversitelerinden attı. Onları okullarına bile almadılar.
Bunu büyük bir üzüntüyle söylüyorum. Yani, medeni Avrupa dediğiniz şey bu mu? Medeniyetten bahsediyorsunuz ama yaptırımlar uyguluyorsunuz.
Yaptırım uygulayacaksanız, bunu ülkeye uygulayın. O ülkenin vatandaşının suçu ne? Öğrencinin suçu ne? Üniversiteleri geçtim, Rusları restoranlara, kafelere, barlara bile almadılar.
Burada gerçekten medeni bir ülke olarak Türkiye’nin ve Rusların Batı’dan daha medeni olduğunu söyleyebiliriz. Gururla söylemeliyim ki, dünyanın birçok ülkesinde ırkçılık var ama Türkiye’de yok.
© 2022 RUSİAD | Rusya Sanayici ve İşadamları Derneği. Tüm hakları saklıdır.